İzmir Spor Zirvesi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde Başladı
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Ticaret Odası’nın iş birliğiyle düzenlenen İzmir Spor Zirvesi, bugün Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) başladı. Açılış konuşmalarını yapan İzmir Ticaret Odası (İZTO) Başkanı Mahmut Özgener, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Önceki Dönem Gençlik ve Spor Bakanı, AK Parti İzmir Milletvekili Dr. Mehmet Kasapoğlu ve İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban etkinliğin açılışını gerçekleştirdi.
İzmir Spor Zirvesi’nde konuşan Dr. Kasapoğlu, “Bugün burada ay yıldızımızı, şanlı bayrağımızı dünyada dalgalandırma mücadelesi veren sporcularımız, olimpik sporcularımız var. İzmir sadece spor alanında değil her alanda marka bir şehir. İzmir’in özellikle kendisi ya da Ege için değil Türkiye içi önemli bir spor markası olduğunu hepimiz biliyoruz. İzmir’den yetişen gençlerin sadece futbolda değil atletizmden jimnastiğe, jimnastikten yüzmeye, judoya, tekvandoya ve her alanda spor kimliğinin inşasında çok büyük katkıları var. Ülkemizin bu anlamdaki sportif gelişimizde İzmirli sporcularının önemli etkileri var. İzmir’in spor kulüpleri, yetiştirdiği sporcular sadece İzmir’in değil Türk sporumuzun da marka değerini büyütüyor. Bugün hep birlikte Türkiye’nin spor geleceğine yön verme, İzmir’imizin spor yarınlarını güçlendirme noktasında bir araya geldik” dedi.
“Spor Bilimdir, Sürekli İyileştirir”
Dr. Kasapoğlu, sporun sadece fiziksel aktivite ve yarışma olmadığını vurgulayarak, “Sadece bu tanımlama ile sporu değerlendirirsek eksik bir tanımlama yapmış oluruz. Spor aynı zamanda eğitimdir, geliştirir, gençlerimize ahlaki değerleri, centilmenliği, dayanışmayı, birlikteliği öğreten eğitim sürecidir. Spor bir yaşam biçimidir. Fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak bizleri daha güçlü kılan hayat tarzıdır. Spor bilimdir, yeni araştırma ve bulgularla sürekli iyileştirilir. Spor ekonomidir, izleyicisiyle sporcusuyla sponsorlarıyla doğrudan ya da dolaylı gelirleriyle teknolojisiyle medyasıyla finansmanıyla altyapısıyla sürekli büyür ve ülkeler için önemli rekabet unsurlarından birisi olur. Spor aynı zamanda diplomasidir, uluslararası güçlerde yumuşak güçtür. Zaman zaman krizleri açma açısından önemli bir güçtür. Dolayısıyla spor kültürüne sahip bir ülke saydığım tüm alanlarla çok güçlü olması gerekir” şeklinde konuştu.
“Üniversiteler Çok Önemli”
Dr. Mehmet Kasapoğlu, sporun sadece finansal güçle, sponsorluklarla başarı getirmeyeceğini belirterek, “Evvela hayat tarzınızı, yaşam biçim ve kültürünüzü spor odaklı düzenlemeniz gerekiyor. Formülümüz sabit unsuru spor olmalı. Nüfusunuzun tamamı spora en yüksek derece erişim sağlamalı. Yetenekli insanları bilimsel metotlar ile keşfetmeniz lazım. Paydaşlar arasında üniversiteler çok önemli. İzmir’deki akademiyi de bu süreçlere daha güçlü şekilde katmalıyız. Çünkü birbirinden değerli üniversite ve akademisyenlerimiz var. Bu sporun gelişmesi açısından çok önemli. Gençleri önce keşfedeceksiniz sonra o gençleri güçlü altyapı, modern imkanlar ve güncel yöntemler ile küresel rekabete hazırlama noktasında beceriler geliştireceksiniz” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’nin 22 Yıldaki Spor Devrimi Apayrı Bir Çalışma Konusu”
Dr. Kasapoğlu, Türkiye’nin spor alanındaki gelişimine dikkat çekerek, “Tüm bu basamakları tırmandığımızda başarının yakalanmaması içten değil. Tesis bu işin başlangıcıdır, tesisiniz olacak ki insanlar gelip imkanları değerlendirecek, üstüne rasyonel bir sistem inşa edeceksiniz. Tesisleşme noktasında 90’larda İspanya’nın 2000’lerde Avusturalya’nın tesis hamlelerinden bahsedilmiştir. Onların bu tesisler ile sportif başarıyı yakaladıkları spor literatüründe konuşulur. Ama Türkiye’nin 22 yıldaki süreçteki spor devrimi de apayrı bir çalışma konusudur. Bu vesile ile İzmir ve Türkiye’de spor devriminin, tesisleşme hamlesinin var olduğunu vurgulamak istiyorum. Cumhurbaşkanımızın sporun içinden gelen ve sporu, sporcuyu seven vizyonu ve ilgisi bu anlamdaki devrimin en önemli kilometre taşlarıdır. Sporda tesisleşme başta olmak üzere yürüyüşümüz devam edecek” açıklamasında bulundu.
“İzmir’e Olan Hayallerimiz Devam Edecek”
İzmir’in spor alanındaki potansiyeline vurgu yapan Kasapoğlu, “İzmir’e olan hayallerimiz hiçbir zaman hız kesmedi ve devam edecek. İzmir’e dünyanın en güzel statlarını inşa ettik, Göztepe ve Alsancak. Sadece statlar değil İzmir’in 30 ilçesine semt sahaları, salonlar, atletizm pistleri, voleyboluyla, havuzları yoluna devam ediyor. Her zaman elimizi taşın altına koyduk, bundan sonra da hep birlikte yürümeye kararlıyız” şeklinde konuştu.
“Halkapınar’daki Havuzu 3 Ay İçerisinde Açacağız”
Kasapoğlu, yüzme alanındaki tesislere de değinerek, İzmir’deki yüzme havuzları hakkında bilgi verdi. “Halkapınar’da olimpik, Türkiye’nin en modern havuzunu inşa ettik. 3 ay içinde de açacağız. Alsancak’ta biri yarı biri olimpik yüzme havuzu yüzde 30’lar seviyesinde. İzmir’de yüzmedeki başarımızı, heyecanımızı ve erişilebilirliği yükseklere taşıyacağız. Hükümet olarak ‘Yüzme bilmeyen kalmasın’ seferberliğine çok önem veriyoruz. İlçelerde ve illerdeki havuzlarımızla bu çalışmaya da İzmir’de farklı bir kulvarda devam edeceğiz. Olimpiyat hazırlık merkezlerinden sporcu hazırlık merkezlerine milli sporcu bursundan yetenek taramasına kadar her bir talebenin spor branşı öğrenmeden mezun olmamasına kadar birçok projemiz var oldu ve var olmaya devam edecek” ifadelerini kullandı.
Amatörlere Destek
Amatör Spor Kulüpleri Haftası’nı kutlayan Dr. Kasapoğlu, Türk sporunun amatörlerinin her zaman yanlarında olduklarını belirterek, sporcunun gelişimini destekleyen unsurların sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikoloji, beslenme ve motivasyon gibi unsurları da içermesi gerektiğini aktardı. Kasapoğlu, “Artık elit sporcularda fiziksel rekabetin daraldığını görüyoruz. Üstünlük kurulacak alanlar daraldı. Salise ve milimetre ile kaybedildiğinde şahit oluyoruz. O nedenle bu kıran kırana rekabette sporcuları birbirine üstün kılan ya da geri düşüren unsurlarda fiziksel aktivite dışında başka unsurlar da var. Müsabaka önceki rahat bir uyku ya da takım arkadaşlarıyla gerçekleşen bir sohbetin performansı nasıl etkilediğini görüyoruz. Spor profesyoneller, psikologların ve iletişimcileri üstündeki sorumluluk en az sporcular kadar fazladır. Bir makine çarkları gibi uyumu ve ahengi sağlamakla yükümlüyüz. Tüm paydaşlar olarak o nedenle bugünkü gibi kenetlenip omuz omuza bu yola gönül vermemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.