Türk Jockeyler Dünya Çapında İyi Bir İzlenim Bırakıyor
Gökhan Kocakaya, dünyanın her ülkesinde at binme yeteneğine sahip Türk jockeylerin varlığına dikkat çekerek, “Artık şundan çok eminim ki Halis Karataş yabancı dil biliyor olsaydı, mutlaka dünyanın en iyi jockeylerinden biri olurdu. Şu anda, ismi duyulmuş en büyük jockeyler arasında yer alan Halis Karataş’ı nereye götürürseniz götürün, onu ayıramazsınız. O, bizim en değerli markamızdır. Türkiye’nin bu şekilde bir jockey yetiştirmiş olmasından dolayı çok mutluyuz.” dedi.
ABD’de 12 ay boyunca at binme fırsatı bulunmasına rağmen Türkiye’deki at sahipleri, antrenörler ve arkadaşlarının ısrarlarına kulak vererek kış mevsimini ABD’de, yaz mevsimini ise Türkiye’de geçireceğini belirten Kocakaya, “Çok sevdiğim ülkemden ayrılamam. Türkiye benim vatanım ve her yönüyle çok seviyorum.” şeklinde konuştu.
Türk yarışçılığını ABD’ye kıyaslayan Kocakaya, “En belirgin fark, bizde taktik odaklı yarışlar yapılırken orada ise güce ve sürate dayalı yarışlar gerçekleşiyor. Biz, zeka ve taktikle yarışı kazanmaya çalışırken, ABD’de ise farklı bir yol izleniyor. Türkiye’de atlar starttaki 100 metre sonra aniden tempoyu düşürebiliyorlar. Bu durum bazen kazalara yol açabiliyor.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Bir jockeyde olması gerekenleri vurgulayan Kocakaya, “Bir jockeyin düşük kilolu olması ve güçlü omuzlara sahip olması gerekiyor. Bu, çok fazla çalışmayı ve yaşam tarzına dikkat etmeyi gerektirir. Ben hala gelişmeye çalışıyorum. Dünyanın en iyi jockeyleriyle tanıştım, onlardan dersler aldım ve hala daha iyisini olmaya çalışıyorum.” dedi.
Gökhan Kocakaya, atlara büyük saygı duyduğunu belirterek, “Atlar da bana saygı duyuyor. Bu bir karşılıklı saygıdır. Ata gereksiz yere vurduğumu hatırlamıyorum. Benim için en büyük sorumluluk, at sahiplerinin bana emanet ettiği bu değerli canlıları sağlıklı bir şekilde geri teslim etmektir.” diyerek sözlerini tamamladı.