Olimpiyat Gümüş Madalyalı Sporcu, Sıradan Yaşamı ve Hedeflerini Anlattı
Milli atıcı Yusuf Dikeç, İtalya’nın köklü spor yayınlarından La Gazzetta dello Sport’a özel açıklamalarda bulundu. Olimpiyat başarısı sonrası değişen hayatına ilişkin “Telefonumun pili artık çok daha hızlı bitiyor. Şaka bir yana, dünyanın dört bir yanından inanılmaz destek aldım. Bu beni çok gururlandırıyor ama hayatım hâlâ aynı: antrenman, çay, aile ve odaklanma” ifadelerini kullandı.
British Shorthair cinsi kedisi Tarçın’la olan ilişkisini “Evet, bağımsız, inatçı ve zarif. 7 yaşında, bir British Shorthair. Belki de bu yüzden bu kadar iyi anlaşıyoruz” sözleriyle anlatan Dikeç, hayvan sevgisinin hayatına kattığı huzura dikkat çekti. Disiplin ve saygının önemini vurguladığı kasaba kökenleri ile ordudaki geçmişinin, şimdiki sade yaşam tarzının temelini oluşturduğunu belirtti.
Olimpiyat deneyimini “Oyunlar her sporcu için başarının zirvesidir, ancak benim için sadece yarışmaktan daha fazlası; ülkemi temsil etmek demek. Her atışta omzumda bayrağı hissediyorum” sözleriyle değerlendiren sporcu, Avrupa Şampiyonası’ndaki performansının ise tesadüfi olmadığının altını çizdi. Aldığı ilginç mesajlardan birini aktaran Dikeç, “Bir kişi şöyle yazmıştı: ‘Hedefleri vurmada o kadar iyisin ki, sanırım kalpleri de vuruyorsun'” diyerek bu tür yaklaşımların kendisini gülümsettiğini ifade etti.
Atış sporunun felsefi boyutuna ilişkin “Atış yapmak dengeyle ilgilidir: saldırganlık değil, konsantrasyon, nefes ve kontrol. Gerçek hedef kağıt üzerinde değil, içinizdedir” açıklamasını yapan milli sporcu, kendine özgü tarzını ‘sakin kesinlik’ olarak tanımladı. Duygu yönetiminde nefes tekniklerinin kritik rol oynadığını vurgulayan Dikeç, kariyerindeki zorlu dönemlerde pes etmeyi düşündüğü anlar olduğunu ancak başlama nedenlerini hatırlayarak yoluna devam ettiğini paylaştı.
Boş zamanlarını ailesi ve kedisiyle geçirmekten keyif aldığını belirten deneyimli atıcı, nihai hedefinin Paris Olimpiyatları’nda kürsüye çıkmak olduğunu ifade etti. “Tribünlerde Türk bayraklarını görmek… O duygu tarif edilemez” diyen Dikeç, madalyaların ötesinde, sporcular arasında kurulan dostlukların paha biçilemez değerde olduğunu sözlerine ekledi.